Vicdan

Eylül 20, 2014

Biri 19
Bir diğeri 20
Bir tanesi 22
Öbürü 26
Diğeri 27 yaşında

Ve ben 32 yaşında kendimi daha yolu yarılamış bile hissetmiyorken, gencecik çocuklar öldürüldüler. Benimle ve birçoğumuzla aynı suçu yani sokaklarda hükümet’i protesto etme suçunu işledikleri için, kendilerini hiç tanımayan kişiler tarafından  katlediller.
En ağır sloganı “hükümet istifa” olan biri daha gitti işte ve o gidenin yaşadığı ülkenin başbakanı çıkıp da iki laf etmedi. O ülkenin hükümetinden kimse çıkıp da “arkadaşlar, gencecik insanları katletmek günahtır ( şu aralar günah sistemi, hukuk sisteminden daha fazla etkili olduğu için), vicdansızlıktır demedi.
İşte bu katledilen çocukların ülkesinde milyonlarca insan, sırf oy verdikleri hükümet ile aynı görüşte olmak için, inandıkları en kutsal ay’ın bir günü çıkıp da “bu günahtır” demedi.
Milyonlarca anne demedi ki “ya bu benim çocuğum olsaydı” !
Düşünerek, hiçbir kanaat’a varamayacak durumdayım. Aklım, vicdanım, duygularım hepsi cevabını bulamadığım sorularla meşgul bir durumda…
Bakıyorum çevreme, onca dindar arkadaşım sanki hiç kimse öldürülmemiş gibi davranıyor, ya da öldürülenler öldürülmeyi haketmişler gibi…
Diyorum ki kendime, hani babamız-anamız, hiç tanımadığı suçsuz bir çocuğu öldürse, o vicdanlarımız nasıl kahrolur, nasıl utanırız. Deriz ki benim annem ya da babam nasıl böyle bir şey yaptı… Sorgularız…Utanırız…Utanç’dan susarız belki…
Peki bunca milyon insan, o çok sevdikleri hükümet, bu gencecik çocukların ölümüne sebep olurken nasıl bu kadar tepkisiz olabiliyorlar. Sürü psikoloji denilen olgu’da vicdan-korku ve benzeri gibi güdüler ortadan kaybolur, fakat suç meydana geldikten sonraki aşamada sürü psikolojisi yavaşça etkisini yitirerek, kişi kendi bireysel alanına döndüğünde güdüler tekrar devreye girer. İşte benim anlamadığım tek nokta güdülerin nasıl olup da tamamıyla devre dışında kalması… Şu aralar kafamı tek meşgul eden şey gerçekten de bu...

You Might Also Like

0 comments

Popular Posts

Like us on Facebook

Flickr Images

Subscribe