2 Eylül Shark's Bay

Eylül 13, 2007

Bu aslında özelliksiz bir dalış günü olmasına rağmen Sean’ın annesi ile ilk dalışım olduğu için yazma gereksinimi duydum. Sue 59 yaşında, sky diver ve scuba diver. 60. Yaş gününde son bir kez daha sky diving yapacak. O hemen hemen dünyanın bir çok özellikli dalış noktasında dalmış (Bali,Avustralya, Maldivler vs...).Son 16 ay boyunca dalış yapmadığı için ilk gün Scuba review yapacaktı. Sharm’da eğer bir dalıcı uzun süre dalmamışsa, mutlaka scuba review istiyorlar. Bizde bu sebeplerle Sharm’ın en sevdiğim plajı Shark’s Bay’e gittik. Burası aynı zamanda küçük bir liman. Tekneler Tiran’a gideceği zaman burdan kalkıyor bazen, çünkü burdan hareket edildiğinde Tiran’a daha kısa mesafede gidiliyor. Bu plajda bana göre Sharm’ın en lezzetli fast-food yemekleri bulunuyor. Öğle yemeği zevki tam bir ziyafete dönüşüyor. Ayrıca kahveleri ve meyva suları da ayrı bir lezzetli. Ağer sıcaktan bunalırsanız, cafesinde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca bir internet cafe, bir market ve hediyelik eşyalar satan dükkanlar mevcut. Ayrıca Shark’s Bay Hotel ve dalış merkezi. Buraya snorkel yapmak veya güneşlenmek için geldiğinizde 20 paund ödüyorsunuz. Buraya gelmek için ödeyeceğiniz taksi ücreti ise 40 paund. (hava alanına yakın)Sharm’da 2 tane özellikli plaj olduğunu düşünürsek benim favorim burasıdır. Diğer plaj El Fanar, buranın en iyi snorkel alanı olmasına rağmen, suların çekildiği zaman mercan severler için tam bir işkenceye dönüşüyor. Hmen kısaca anlatmak gerekirse Sue(Sean’ın annesi) ve ben El Fanar Beach’e gittik. Burası Ras Um Sid denilen dalış bölgesi. Bir de ne görelim su olmuş bi karış reef’in üstünde, normalde 2 metre falan oluyor. Yüz yüzebilirsen, mercanları incitmek isteyeceğim son şey, ilerde bir yerlerde yürüme yolu için halat koymuşlar, biz de farkında değiliz. Bir karış suda yüzme benzeri bir şey yaptık. Sue gayet başarılıydı görünüşte, ama dönüşte fire coral izlerini gördüğümde benim daha başarılı olduğumu anladık. Maalesef ki koca göbeğimin dokunmadığı mercan türü kalmadı. Tam bir işkenceydi, her taraf küçük fire coral ile doluydu, mercan olmayan bir alan imkansızdı. Neyse kendimizi maviye vurmamızla daha 10. Saniyede bir kablumbağa 15. Saniyede eagle ray gördük. Daha sonrasınd great baracuda. Dönüşte bu günlük yeter, ben sadece gölgeleneceğim ve kitap okuyacağım derken, uykunun kollarına kavuşalı 3 dakika olmuşken Sue’nın sesini işitmemle kafamı kaldırdım. 2 ingiliz genciyle konuşmaya dalmış (kızın adı Roxy idi ama diğerini hatırlamıyorum). Onlara doğru döndüğümde Sue, Roxy’nin hamile olduğunu ve mercanların üzerinden geçerken zarar görmemesi için ona yardım edeceğini söyledi. Bu sırada Roxy’nin erkeke arkadaşı hamile olmadığını söyledi, şezlonga nasıl kapaklandığımı hatırlamıyorum, Sue kıpkırmızı olmuştu. Ama kim görse Roxy’i hamile sanırdı. Ne hastalığı olduğunu hatırlamıyorum ama vücut incecikken kocaman bir göbeğe sahip oluyorlar ya işte o hastalığa sahipti kız. Bende geliyorum dedim ve yola koyulduk, bu sefer halat’ın olduğu yere gittik, her taraf deniz kestanesi ve fire coral doluydu. Ve ikisinin de paletleri botsuz olanlardan dı bu da yetmezmiş gibi ikisi de deniz beceriksizi idi. Sanırım 40 dakika kadar onları denize kavuşturmakla oyalandık. O sırada Dahb( tekne adı) bizi görüp reef’e yanaştı. Sean ordaydı, bizimle dalga geçip, uzaktan bizi izlediler. Neyse bir kere denize kavuşmuşken bir daha çıkmam diyerekten 1,5 saate yakın denizde kalıp tüm derilerimi büzüştürdüm, Temple’a yüzdüm sonra geri döndüm.
Neyse tekrar Shark’s Bay günüme geri döneyim. Kahvelerimizi yudumlarken, Sean ile annesi başladılar derse. Sean bana karşı dalış konularında çok tahammülsüz, en ufak bir şeyi anlamayayım, dünyanın en sert bakışlı adamına dönüşüveriyor. Neyse ki annesine de aynı tavır içindeydi. Onu öğrencileriyle çok kez gördüm, gayet şeker bir instructor, kimi zaman tam idiyot öğrencilere denk geldiğinde aynı şeyi on kez anlattığında bile sabrını yitirmiyor. Ama ben ya da annesi ikinci kez bir şeyi sorarsak şeytana dönüşüyor. Dalış işaretlerini tekrar ederlerken zavallı annesi bir tane işareti hatırlamadı, kadın nasıl stress oldu. Neyse hazırlandık ve suya girdik, onlar scuba review yaparken ben de etraflarda video çektim, sonra onlar dalışa geçtiğinde bende peşlerinden gittim ve Sue’nın videosunu çektim. Gördüğüm en ilginç şey yarım kuyruklu kocaman Blue spotted Stingray. Bir kavuğun altına iyice gizlenmiş bir türlü görüntüleyemedim, kocamandı, ve iğnesini olmadığı için ilk defa korkmadan yanaşabileceğim bir stingray bulmuşken o da iyice gizlendi benden. Suyun altında çekimini yapmaktan en çekindiğim canlı maalesef bu. Reef Shark’a bile daha rahat yaklaşıyorum, fakat Blue spotted Stingray denilince akan sular duruyor bende.
İlk dalış çok özellikli değildi , ama ikinci dalış Shark’s Bay’de yapılabilecek en özellikli dalıştı. Dive Guide’de yazan istikametin tam tersine giderek White Knight’e doğru, 28 metre’de harika bir glassfish pinnacle’ı görmek için. Daha sonra Canyon’a girdik ve 12 metreden çıktık, çıkarken güneş tam tepemize dik geliyordu. Daha sonra ise iskele’nin altına girdik ve burası eşsizdi. Çok sayıda Cornetfish, Lionfish, Banded pipefish, bir tane Porcupinefish ve Crocodile fish. Tek kelimeyle mükemmek bir dalıştı.

You Might Also Like

0 comments

Popular Posts

Like us on Facebook

Flickr Images

Subscribe