İşte Geldim Burdayım
Aralık 06, 2008 Uzun zamandır bloğumu güncelleyemedin, İki aya yakın bir süre hem tatil hem de evlilik işlemleri sebebiyle Türkiye’deydim. Evlendim ama bu konuda en net kararım ikinci kez tekrarlamamak olacak. Tüm arkadaşlarımın yorumu da “sen de evlendin ya, her kes evlenir”!!! Evlilik, bırakın evliliği, aklı başında bir ilişki bile bana çok uzaklarda gelirken, şimdi o kurumun tam içinde bulunmaktayım. İkinci kez tekrarlamam diyorum, çünkü evlilik meşakatli mi bilmem ama tüm bu evlilik işlemleri falan gerçekten çok meşakatli bir işti. Hele bir yabancı ile evleniyorsanız daha da meşakatli bir hale geliyor. Yapılması gereken her şeyi siz yapmak zorunda kalıyorsanız, yani bir yabancı ile evleniyorsanız, gidin karşı tarafın memleketinde yapın düğünü, her şey ile o uğraşsın siz değil. Daha önceleri normal bir elbise giymeyi planlayan, düğün düşüncesinden çok uzaklarda olan insan ben, bir de baktım düğün endüstrisinin tam içerisindeyim. Annemin gelinlik ısrarları üzerine, alırım en ucuzunu giyerim derken 2500 lira bir gelinliğe bedel ödemiş bir insan oldum. Nikah öncesi olan fotoğraf çekimine kadar feci stresli bir gelinken, fotoğraf çekimleri sırasında tüm gerginliğim yokoldu gitti ve eğlence başlamış oldu. Asıl komedi ise nikah anında gerçekleşti. Sean hiç türkçe bilmediği için nikah merasimi hakkında anlaştık ve sırasıyla söyleyeceği şeyleri ezberledi(adınız-annenizin adı, babanızın adı, nerede doğdunuz, evet), her elini sıktığımda sırasıyla söyleyecekti. Nikah memuru benim sorularımı sordu, cevaplarımı verdikten sonra sıra Sean’a geçti, nikah memurunun ilk sorusu “türkçe öğrendiniz mi?” ve Sean’ın ilk cevabı “Sean Micheal Cooper” oldu, salondaki herkes kahkahalara boğuldu. Düğün gecesi ise bir düğün klasiği yaşandı, yakın arkadaşım Etem ile salsa benzeri bir şekilde dans ederken(bir gelinlikle asla denenmemesi gereken bir şeymiş) yeri öpen gelinler listesine dahil oldum, vazgeçer miyim? Hayır, topuklu ayakkabıları fırlattığım gibi salsaya devam ettim.


Bu yetmezmiş gibi, ikinci bir sorun da Kahire Havaalanında gıcık bir vize polisine denk gelmemle yaşadım. Bir ton sorgu-sual, niye bu kadar Mısır ziyareti yapıyormuşum, neyseki yalan bol, geçiş vizemi aldım ve Sharm El Sheikh’e attım kendimi. Bu arada Mısır Hükümeti, Türk vatandaşlarına havaalanında vize uygulamasına devam etmekte, hava alanına gelir gelmez, exchange ofisnden 15 dolar ödeyerek vize pulu alıyorsunuz ve geçiş kuyruğuna giriyorsunuz, pul ile birlikte pasaportunuzu uzatıyorsunuz, eğer bir sorun yaşarsanız da dönüş uçak biletinizi gösterirseniz ve bir otelde rezervasyonunuz olduğunuzu söylerseniz, rahatlıkla geçiş yapabilirsiniz.

Şimdilik haberler bu kadar, ilerki günlerde dalış hakkında yazmaya devam edeceğim. Sevgiler...
0 comments