seraların güneş ışığını geçirmesi, fakat ısı kaybını önlemesi sebebiyle terminolojiye bu isim geçmiştir. evinde oturup, "ya bu kış da hiç kış gibi geçmedi" diyen ve ya ne kadar da güzel duruyor şu cam binalar, her tarafa bunlardan yapılsın diyen insanlar için henüz ürkütücü tarafları görülmemiş olan etkidir. şöyleki küresel ısınma sebebiyle, buz dağlarının erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi, güney tarafta çölleşmenin artması vs...beterin de beteri; müziğin sesi arttıkça insan daha da sağırlaşır, daha da sağırlaştıkça müziğin sesini daha da açmak zorundadır mantığıyla birebir benzerlik gösteren karbondioksit artışının, felaketle sonuçlanacak bir düzeye gelebileceği... asıl mesele ise, karbondioksit miktarının kendi kendine canı sıkılıp da artan bir şey olmaması ve insanların bunu görmezden gelmesi. hepimizin ilkokulda öğrendiği bir bilgi vardır ki, fotosentez olayı, karbondioksiti bitkiler kullanırken, her hün azalan orman sayısını düşündüğümüzde, orman baltalamak=insanın kendini baltalaması anlamına gelmektedir. aynı zamanda petrol ve gaz yakımının ne tür bir tehlike olduğu da her ilkokul mezunun bildiği bir şeyken. (hatırlatmak mı gerekir illaki; kömür, petrol vb içindeki karbon yakıldığında karbondioksite dönüşmektedir) kömür yakmayalım da, ne yakalım diye düşünecek kişilere de ayrıca belirtmek gerekir ki, karbondioksit üretmeyecek yakıt türleri de vardır (rüzgardan, dünyanın iç ısısından, nükleer füzyondan, güneş enerjisinden vs...)varsa neden kullanılmıyor, adamların bir bildikleri var elbet diyenler için de, kullanılmamsının tek sebebi, zaman ve para harcanacak olması ki tek cevabım olabilir.kimi ülkelerin barış adına yatırım yaptıkları silah endüstrisinin yanında da, insanlığı korumak adına yapılacak daha ucuz ve daha başarılı bir girişim olacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Dalıcılar için bir köpek balığından daha tehlikeli ne olabilir sorusunun cevabıdır. (bu cevap sadece temmuz-ağustos ayı için geçerlidir.) o aşırı dercede yumurtalarına ait ve saldırgan bir balıktır. onun yuvasının çevresinde ve yakınında dolaşan bir dalıcıya saldırmaya kesinlikle hazırdır. 70 cm dolaylarındaki bu balığın ağzı sert mercanları bile kırabilmektedir ve bu ağızın bir bacağa yapacakları düşünüldüğünde "allah korusun" denmeli, kulağı çekerek much sesi çıkarılığ duvara üç kez vurulmalıdır. ülkemizin bende dahil olmak üzere kara cahil dalıcılar, ülkemizde bu balığa rastlamadığından, bize yapabileceklerinden bi haber dolanır dururuz. sonra aniden bir kızıldeniz de dalayım dersiniz, bacağınıza sert bir şey hızla çarpar, ne olduğunu anlayamadan ikinci kez çarpar. ve siz aha köpek balığı saldırdı bana diye panikle arkanızı dönersiniz. ilk göz göze geldiğinizde ohhh bee diyeceksinizdir. ama beterin beteri peşinizi bırakmayacaktır. bu koca balık, ağzını kocaman açmış bir şekilde bacaklarınızı ısırmaya çalışır." ne bok yiyeceğini şaşırmak" deyiminden daha güzel bir şey halinizi özetleyemez. en güzel yöntem badinizi siper almaktır. badiniz balıkla dövüşecek, siz arkasında saklanacaksınızdır, nasılsa balık iki üç dakika içinde pes edip gidecektir. hayır efendim, yanıldınız... titan pes edecek gibi değildir, siz oradan ayrılmadığınız sürece de bir yerinizi ısıracak pardon koparacaktır. geçtiğimiz sene bir türk kadının başına kızıldeniz'de gelmiş ve titan parmağını koparmıştır.bu sene de ikinci bir türk kadının başına gelmiş ve bu kara cahil kadın da badisini ısırsın diye her türlü yöntemi yapmıştır. efendim problemin cevabı basittir. bu balık temmuz-ağustos aylarında yumurtlamaktadır bu dönem eylül'e de uzayabilir. ve bu yuvasına, yavrularına bağlı balık onları korumaktadır bu aylarda. sizde bu yuvanın yakınından geçen şansız dalıcıysanız, hızla bu bölgeyi terk etmeniz gerekmektedir. 4-5 hızlı palet çırpımı sayesinde alandan hızlıca çıkacaksınızdır ve titan yuvasına geri dönecektir. kalıp da savaşayım derseniz de dikkat edin kıçınızı kaptırmayın, ayağı olmayan biriyle sevişilir fakat kıçı olmayan biriyle kimsenin sevişeceğini tahmin etmiyorum.
Ehhh, bu kadar eblek bir yazıdan sonra biraz da ciddiyetli bilgi lazım dediğinizi duyar gibiyim. İşte tiyo... Tüm trigger fish ler için gerekli olan bu tüyo, gayet işe yarar.
Bir trigger fish gördüğünüzde, tepesinde dik bir üçgen görüyosanız, fotoğrafını çekecem, ya da sarılıp öpecem diye yaklaşmayın. Hani balıkların, mutlu ve mutsuz olma gibi bir durumları olmasa da, ben tuhaf bir insan olarak bu olayın ismini happy trigger fish koydum. Yandaki resimdeki trigger mutsuz bir trigger'dır :))
Bir trigger fish gördüğünüzde, tepesinde dik bir üçgen görüyosanız, fotoğrafını çekecem, ya da sarılıp öpecem diye yaklaşmayın. Hani balıkların, mutlu ve mutsuz olma gibi bir durumları olmasa da, ben tuhaf bir insan olarak bu olayın ismini happy trigger fish koydum. Yandaki resimdeki trigger mutsuz bir trigger'dır :))